DeriNLikSarHoshluu

Wednesday, July 12, 2006


Bir Kuş Olup Uçsam

gazoz kapaklarını sabunlara takıp,tıraş bıçaklarının

saplarını kurşun kalemlerimizin tepelerine geçirip boyunu uzattığımız,evrenin ortasında yapayalnız durduğumuz o kentin dizlerimi kanatan sokaklarından

bir kuş olup uçsam

boğazımdaki düğümleri gözyaşlarına çevirmeden,kimse nereye gittiğimi bilmeden,milyonlarca kanat arasında kendiminkileri önemsemeden

ah! Bir kuş olup uçsam

yüzlerin gülmeyi unuttuğu,vahşi bir hayatta kalma savaşının kuşları bile vurduğu ,yaşamanın her ne pahasına olursa olsun hayatta kalmak olduğu bu diyarlardan

nerdee...

keşke bir kuş olup uçsam

bu herşeyin satılık olduğu koca pazardan,güneşin parıldamasının yağmurun yağmasının ve kuru ekmek parçalarının yaşamı hissetmeye yetmediği bu topraklardan

n'olur bir kuş olup uçsam

bu dostlukları çamurdan,aşkları hamurdan, hayalkırıklıkları zehirden,ihanetlerle örülmüş kazakları ile ,bu ''toprağına beni gömmeyin'' diye haykıracağım posa makinasından

bir kuş olup uçsam

razıyım sapanları ile beni avlayan çocukların diyarında bir buğday tanesi peşinden koşmaya ,hüznümden başka birşey vuramazlar ,razıyım yarı tok yarı aç gezmeye,birkaç buğday tanesine ... bir kuş olsam

varlığımı hissetsem

razıyım

soğuğa,açlığa, yalnızlığa

öyle yaşıyoruz zaten ya!

En azından mutlu olurdum

bir kuş olup uçsam...

Tuesday, July 11, 2006

serbest mi?

ŞİİR SERBEST Mİ?


Bir gün güneşli kıyılarına

vixi ergo sum*

yazdığımda

dalgaların silene kadar

yazdıklarımı

varolmuş olacağım....

namert sofrasında bir

derviş elması olmaktansa

sevdiğimin yanında

kuma yazılan yaşam

uzaklara savrulan rüzgar

yırtılmış mektup

ve

sıkça danseden bir gülümseyiş olmanın

bilincinde olacağım...

yine de kuma

yine de suya yazacağım

seviyorum,vixi ergo sum!



*yaşadım o halde varım

Amen-tüh


AmEn-tüH

KelebeklErin MezArı oLmAz...

tanrılarla sohBetin vahiy katiplerinin

yaZmayı uNuttuKları birkaç keliMe yüzüNden

bu olaNlaR

kAdeR çeşMesiNdE sıraDa duRanlar

meLekleriN siNek avlAdığı cenNetleR

pişti oyNayan zeBaniLeR

aşkıN aLevi kArşısınDa

uTaNcınDan üşüyEn ceheNnemLer

bUlurSuNuz

tAsıNız doLduğuNdA!

TaNrınıZa yetErince yalvarın

öNce söz vaRdı evrende nasılsa...

sEn taNrı olDuğuNu aNlamAdıkçA

söZün değeRi de yoK aslıNda...

kıRklar yeDiler erMişleR

EvliyALar velileR pirleR

iNleR ciNleR pErileR

biR çocuğuN güLüşüNdE gizLileR!

BilMediklErine '' sır '' müHrüNü vuRanlAra

ayAn olmAz bu gerçEkler!

SoyuTlayAn mAymuNa ineN ayEtleR

vE nicE Nice teraNelEr

hEp bir geRçeğiN öZüydüLer

tasıMa doLan evreNde

öldürMe ,çalMa...

oN emRin oNu da seNdediR muHakKak

ve uNutmA ki tıLsımlı isM-i azAm

çokTan söyleNmiştir 'ENE-L HAKK'

Tuesday, July 04, 2006

Tanrı

TanRı

İyi ki VarsınTanrısı

BiR gün payıNa düşeni almaya geldiğinde


Azteklerin kilden çömleklerinde sakladıkları

mısır koçanları

gökten düŞen taNrıylA karşılaşacaklar

parçalara ayrılan tanrı

mısırların arasına karışacak

ve biNyıl sonRa ekildiğinde

yeniden tAnrılaR yeTişecEk topraktan

Sunday, July 02, 2006

ZaMaN

ah zaman neDir ki?

Bir hayKıRış mı gezegenden gezegene

yerine UlaşMaYan?

BiR aĞlayış mı anasütünden başkası ile doymayan?

Ya da bir çığlık sonsuzluktan sıyrılan...?

akar mı? kokar mı?

Solmayı bekleyen bir demet çicek mi?

Kendi çevresinde dönen güneşin aşığı dervişin soluğunun buharı ile ısınan FAreNin kemirdiği buĞday kabuğunun düştüğü yerin altındaki karıncanın ağzındaki yaprağın yeşiline konan böceğin kanadındaki çiçek tozunun uçtuğu yerdeki çiçek bahçesinin içinde koşan çocuğun ağzından çıkan ilk kelime mi?

Ne Ki bu zaman?

KayGan kaYgı

püRüzsüZ korku

dere kenarında biriken tortunun içindeki köpük mü?

Babamın bıyığına takılı kalmış pirinç tanesinin piştiği tencerenin ocağının alevi mi?

Çok uzaklarda parlayan yıldızdan ulaşan

ışığın rengi

ya da

serçeniN gagasındaki

kuru ekmek mi ne?

Utanmaz sevi

toplanmaz heyecan

bilinmez hüzün

sezilmez kaygı mı

yoksa yoksa bu zaman dedikleri tanrının kendisi mi?

Tanrı zamansa

ben tanrı

tanrı bensem

zaman beN

zaman beNsem

zaman acı mı?

Acı zaManSa seN zAMan mısın?

YOK OLMADI!

Bilincim kavramadı

yoksa bu zaman

bİLİnCİN BAŞKA ADI MI?