DeriNLikSarHoshluu

Saturday, March 27, 2010

AŞK I SAKİN İ GÜLDUA

güldua

reddime yol açan da bu değil mi..?
sevmenin ne demek olduğunu öğrendikten sonra
bir düş yolculuğuna çıkmıştım
elimde güldua
sevginin koca kahini
ezelin ebedin o yüce bilgini
demişti ki
"ruhunuz ruhunuza yazılmıstır
evrenin koca düzeni bozulmadıkça
ölüm sizi ayırmadıkça
saf niyetler bozulmadıkça
hiçbir güç ilişemez
sana ve de ona
"
ben de inandım ona
koca kahindi ne de olsa
bilirdi sevgiye dair ne varsa
neyse çıktım yola
elimde ya güldua
açıp bakayım dedim
güzelin tarifi ne
sevgi nerelerde
nasıl ve ne etmekte
tam okurken ilk satırı


"sevgi sadece kalbindedir
bu kitap bir nesnedir
can içre olmayan
ruhtan kopup yare ulaşmayan...


esti bir rüzgar
uçtu yapraklar oraya buraya
birini yakalasam
diğeri kaçıyor
koşarken bir o yana bir bu yana
bir ses duydum
uzaktan gelir gibi
ama tam içimde
içimden gelir gibi
ama dışımda bir yerlerde...


"güldua değildir
bırak kağıtların peşini
takip edeceksen et kendini''


tamamlanırken ilk satır böylece
döndüm sesin geldiği yere
o dedim o işte
dedi yanılmayasın
dedim osun o işte
durdu bir kısa sessizlikçe
ya ömür boyu sürmezse
dedim ömür nedir ki?
zahiri alemde
geçer biter
ahire baksana bir de

dedi herkes
kendi benince
sever, ister bu alemde
kendi halince anlar
kendi bildiğince

dedim razıyım ben herşeye
dedi
yolun başındasın daha
dedim varoluşumdan beri
evrendeki göz algılamaz ışığın
ilk çarpışmanın
o kulak dayanmaz sesin olduğu
var ol emrinin okunduğu
zamanın bir batında doğdugu
ezel o yana ebed bu yana
varlığı mühürleyen andan beri yoldayım
daha da giderim
gülduanin yarısı sende
gel sen de benimle


***********
yanıt gelmedi içime
beklemekteyim kendimce
daha nice sürer bu bekleme
koca kahinin dediğince
yoluma devam ettiğimce

"seninleyse yoldasın düşlerince
şikayet etme
değilse eğer seninle
rastlarsın zamanı gelince"

Labels:

Thursday, March 04, 2010

zaman tezgahı

İşte bir küçüçük gün daha geçti koca zaman tezgahından
geçer mi dakikalar incecik bir yüreğin telaşlı rüzgarından
sorar mı halini gönülden bir dost,bilinmez maksadından
ilaçmış yaralarıma sözcüklerin ruhu ahımkalmaz devranından
eğer ki artık ben değilsem saçlari rüzgarda savrulan
ve hiç beklemediği anlarda en zayıf yerlerinden vurulan
tek aaaaah ederim o da içimden,yankısı sonsuza kalan
dumanalmaz puştun tezgahı içimi kavuran ve yakan
bir tek ben kaldi elde beni benden ayırıp sonsuza atan
o da evrenterazisinde lanetlenmiş bir ruhabatan
sürmez bu olanlar kaçarsan zaman tezgahından
velhasılı kelam ve fi kadim ül mekan
bende gizli dertlerden artan kırıntılar
evreni doldurur bitap düşer yıldızlar
söz bir köleymiş kullananı cok
cem de pazara çıkmış alanı yok
yazdım çizdim ahkam eyledim
okuyana dinleyene selam söyledim